Sizin Pozitif Tıbbınız ve Önleyici Tıbbınız Nedir? + Yumruk atan kazanmaz. Yumruklardan kaçan kazanır + Yaptığımız her şeyin ötesinde, aslında ne yapıyoruz?
İlhamdaşlarım merhabalar. Bu hafta üç yeni ilham hazırladım. Ayrım yapıp, üçüncüyü çok önemsediğimi de söyleyeyim. Hepimize yeni yıl öncesi ilhamdolu, sağlıklı ve umutlu haftalar olsun ✨
Sizin Pozitif Tıbbınız ve Önleyici Tıbbınız Nedir?
Iş dünyasında yatırımcılara sunum yaparken veya müşterilere ürünüzü anlatırken, ilk yanıtlamanız gereken soru: “Ben, hangi problemi çözüyorum?” sorusudur. İş dünyasının ötesinde, yaptığımız her şey de, bir yandan, bir acıya yanıt veya bir probleme çözüm arayışıdır. Örneğin, susadığımız zaman su içmemiz gibi, yaptığımız her şeyi de bir probleme çözüm için yaparız.
Problem çözmeye ilişkin, sağlık alanında iki farklı kavram var:
Pozitif Tıp: Kişiyi, kötü (hastalıklı) halden, normal hale sokmak için değil de, zaten normal olan kişilerin sağlığını pozitif yönde iyileştirme çabasıdır.
Önleyici Tıp: Hastalığ, hastalık oluşmadan önleme girişimleridir. Bazen kişisel boyutta (kişisel hijyen, bağışıklığın güçlendirilmesi çabaları), bazen toplumsal boyutta politikalarla kendini gösterir. Problemleri, problem olmadan önce çözmeyi amaçlar.
Bizler yaşamımızda ne yapıyorduk?
Problem çözmek…
Tekrar yaptığımız işleri ve çözdüğümüz problemleri düşünürsek…
Sağlık sektörünün ışığında…
“Ben, hangi problemleri çözüyorum?”
Sorusunun ötesinde
Ben, hangi problemleri önlüyorum?
Ben, hangi problemleri ortadan kaldırıyorum?
Ben, nasıl iyileştirmeler yapıyorum?
Sorularına yer açmalıyız.
Bizim alanımızın, pozitif tıbbı veya önleyici tıbbı nedir? Diye düşünmeliyiz.
Çözdüğümüz problemle yetinmemeli, o problemin önleyici tıbbını ve pozitif tıbbı konsunda açılan alanlara da gözümüzü dikmeliyiz.
Bir ehliyet kursunun önünde aşağıdaki tabelayı görmüştüm. Ehliyet kursunun geleneksel işi(çözdüğü problem), “sürücülük eğitimi olmayan kişilere ehliyet alımı için eğitim vermek.”
Bu ehliyet kursu, pozitif tıp metaforunda bahsettiğim gibi, ehliyeti olan ancak güven kazanmak isteyenler için “Trafikte güven kazandırma eğitimi” veriyor. Hatta, ehliyeti olan, güveni olan kişilere de bir sonraki seviye “İleri sürüş eğitimi” verebilir.
Su içmeye geri dönersek, (Benim örneklerim su içmek gibi basit örnekler, ancak her tarafa taşıyabiliriz) Susadığın zaman su içmekten çok daha sağlıklısı, vücudunun su dengesini sağlayarak su içmek ve böylece vücudunu hiç susatmadan yaşamına devam etmek.
Örnekler düşünelim, imkanlar düşünelim. Yaptığımız her şeyde “pozitif tıp” ve “önleyici tıp” yaklaşımı ne olurdu diye düşünelim. Su içme şeklimiz bile değişebilir. Hastalıkları (çözdüğünüz problemleri) hastanede tedavi etmenin ötesine geçmiş olacağız.
Yumruk atan kazanmaz. Yumruklardan kaçan kazanır
Zaman zaman, kendime bir ülke seçiyorum ve o ülkenin ünlülerinin ve yazarlarının özlü sözlerini araştırıyorum. Geçen hafta Ukraynalı ünlüleri araştırdım. Kiev belediye başkanı aynı zamanda eski ağır siklet boks şampiyonu Vitali Klitschko ve kendisi gibi eski şampiyon kardeşi Wladimir’den, yeni bakış açıları keşfettim. Vitali’de göreceğimiz bir şey de, hayata boks (kendi uzmanlığı) perspektifinden bakması. Bizim uzmanlığımız ne olursa olsun, hayata bu uzmanlık perspektifinden bakabilmeyi yakaladığımızda, uzmanlığımız da farklı bir seviyeye atlayacağına inanıyorum.
Yumruk atan kazanmaz. Yumruklardan kaçan kazanır. Vitali Klitschko
Boksta öğrendiğim ilk şey darbe almamak. Boks sanatı budur. Rakibinizi darbe almadan alt etmek. Spor okulunda ellerimizi arkamıza koyuyorduk ve kendimizi omuzlarımızla, yuvarlanarak, ringde hareket ederek, ayaklarımızı oynatarak savunmak zorundaydık. Wladimir Klitschko
Ben herkesten daha iyi biliyorum: mücadele yoksa, kazanmak da yok. Vitali Klitschko
Başarılı olmak için ihtiyacım olan disiplini doktoramda öğrendim. Çoğu boksör o kadar disiplinli değildir. Yetenekleri vardır, ancak kendi kendilerini organize etme -kendinizi ve önceliklerinizi programlama becerisi- eksiktir. Çalışmalarım hem psikolojik hem de fiziksel açıdan antrenman kontrolü üzerineydi. Wladimir Klitschko
Sporda sadece dövüşçüyü görürsünüz ama bu bir takım çalışmasıdır. İyi bir takım olmadan asla en iyi olamazsınız. Boksta en iyi koçla, en iyi avukatla, en iyi menajerle, en iyi doktorla çalışmak zorundasınız. Aynı prensip siyasette de geçerlidir. Vitali Klitschko
Yumruk atmak için parmaklarınızı yumruk şeklinde bir araya getirmeniz gerekir. Tüm güçlerimizi bir araya getirmeliyiz. Ancak bu şekilde kazanabiliriz. Vitali Klitschko
Benim tüm mücadelelerim planlıdır. Rakiplerimi A'dan Z'ye incelerim. Nasıl yürüdüğünü, nasıl göründüğünü, nasıl konuştuğunu, insan vücudunun hareketlerini, okuma yeteneğiniz varsa size birçok bilgi sağlayan belirli bir dildir. Sadece buna dikkat etmeniz ve yıllar içinde deneyim kazanmanız gerekir. Wladimir Klitschko
Yaptığımız her şeyin ötesinde, aslında ne yapıyoruz?
Bugün ne yapacaksınız? Hangi alışkanlığa başlamak istiyorsunuz? Hayalleriniz nedir? İşiniz nedir?
Her gün onlarca şey yapıyoruz. Yaptığımız her şeyin, işin ötesinde, fiziksel sonuçlarının dışında farklı katkılarda da etkisi var. Yaptığımız her şey, farklı imkanlar getirebiliyor.
Gelin birlikte düşünelim. Yaptığımız her şeyin, başka nasıl etkileri olabilir? Nasıl kapılar açabilir? Maddelemeye başlıyorum.
Sağlığımıza iyi gelmesi: Yaptığımız her şeyi bedenimize iyi gelecek şekilde de yapmak. Yaptığımız her şeyin, spor gibi olması. Oda temizlik görevlileri, oda temizliği yapmanın bir çeşit spor olduğunu farketmeleri bile sağlıklarında gözlegörünür bir etki yapmış. TED
Ruhumuza iyi gelmesi: Bizi iyi hissettirmesi. Bize yeni başlangıç sunması. Dinlendirmesi, tadını çıkarma şansımız
An yaratması: Anımız olması, yeni bir şey yapma hissi, deneyim edinmek.
Öğrenmek: Gözlemcisi olmak. O işi yaparken neyin iyi gittiğini, neyin düzeltilmesi gerektiğini farketmek.
Yeteneklerimizi Keskinleştirmek: Her yaptığımız şey, o işle ilişkili yetenekleri harekete geçirir. Kullanılan yetenekler keskinleşir.
Güvenimizi Tazelemesi: Yaptığımız her şeyle güven kazanabiliriz. Yapabilme gücümüze inancımızı tazeleyebilir. Bu yapabilirlikten yola çıkarak, başka sınırlarımıza ve güvensizliklerimizi sarsmak için kullanabilmek
Bizi Değiştirmesi: Yaptığımız her şeyle biz de değişiriz. Öğreniriz. Önem dağılımımız değişir.O şeyi yapmış olan ben her açıdan farklıdır.
Keşif: Bu işi yapma biçimimizde deneyler yapabiliriz. Yeni şekillerde, yeni yollarda o işi yapmayı öğrenebilmek.
Tanıştırmak: O işi yapmak, bizi yeni insanlarla tanıştırabilir. Birlikte çalıştırabilir.
Yakınlaştırmak: O şeyi yapmak, bizi direkt veya indirekt şekilde birileri ile yakınlaştırabilir. Bağlarımızı güçlendirebilir.
ilham vermek: “Yüksekten uçmaktan korkmayın, çünkü bu başkalarına ilham verecektir.” diyor Kerli. Yaptığımız her şey, çevremize ve yakınlarımıza ilham veriyor. Çevremizin normallerini ve yapılabilirlik algısını değiştirir.
Oy kullanmak: Yaptığımız her şey, dünya hakkında, dünyanın gidişatı, dünyanın temsil ettiği değerler hakkında oy kullanmaktır.
Değerleri Yansıtmak: Yaptığımız her şey, değerlerimizi yansıtılıyor. Dünya görüşümüzün savunuculuğunu yapıyor ve güçlendiriyor.
Mesaj vermek: Yaptığımız her şey, o işi yapma biçimimiz kendimize, çevremize ve dünyaya bir mesajdır.
Reputasyon Kazandırmak: Çevreye güven verir. O işi yapmış bir kişi olmak, başka kişilere (müşterilere) de mesajdır.
Değer Yaratma: Para kazandırabilir. İmkan yaratabilir. Kazanılan parayla, değerle başka imkanlar doğabilir.
Adım Atmak: Yaptığımız iş, bir yolculuğun bir adımı olabilir. Yolculukta adım atmaya, alışkanlığı sürdürmeye veya bir hedef için yol almaya yardımcı olabilir.
Bu liste, “icat çıkarmaktan”, “güvenlik sağlamaya” veya “eğlenmeye” kadar çeşitlendirilebilir.
Buradaki, esas önemli bakış açısı şu: Yaptığımız her şey; bizi, imkanlarımızı, çevremizi ve dünyayayı şekillendirmek için bir dolu fırsatla birlikte geliyor. Bunun farkında olan bir senle o işi yapmakla, bunun farkında olmayan bir senin o işi yapma biçimi birbirinden farklı olacak. Aynı zamanda, günümüzdeki esas mesele, o işi daha verimli yapmak değil sadece, o işin tüm fırsatlarını değerlendirerek yapmaktır.
Atıştırmalık İlhamlar
Beethoven’ın 9. senfonisinden yaşam dersleri: Çok sayıda TED izliyorum, bazılarını çok beğeniyorum. “possibility is a language of creation” cümlesi tek başına yaşam felsefesi ve bültende hemen bir üstte paylaştığım ilhamın tek cümlelik özeti.
Yeni dünyanın yeni adab-ı muaşaret Kuralları: Pandemi sonrası, Zoom çağında, yeni davranış kuralları, yeni adab-ı muaşeret kuralları doğuyor. Bu yazı ABD için, katılmadıklarınız da olacaktır. Ancak, zihin açıcı. Aynı zamanda, iş fırsatlarının tohumu bu şekilde kültürel değişimlerde. Bir girişimci gözüyle de okunabilir.
Lululemon’dan markamız için ne öğrenebiliriz? Lululemon, dünyanın en başarılı spor giyim markalarındandır. Topluluk markası olmak, insan merkezli olmak, bir mağazadan daha çok bir buluşma mekanı olmak gibi kavramlarıyla ilham verici. Markalardan İlham serisinde bu hafta sevgili Hande Aydın’ın kaleminden.
Yorumlarınızla, fikirlerinizle bu ilhamı birlikte geliştirelim. Hepimize şimdiden ilhamOlsun!
İlhamOlsun’da olduğunuz için güzel yorumlarınız için teşekkür ediyorum.
Hafta içi paylaşımlarımı Instagram ve Linkedin’den takip edebilirsiniz.
Zamanınız ve ilhamdaşınız olarak kabul ettiğiniz için teşekkür ederim.
Sevgilerimle
Özgür
➡️ Ozgur Alaz - Instagram (Instagram’da günlük ilham hikayeleri paylaşıyorum
20. Don’t describe TikToks. It’s more boring than describing dreams.
55. For group dinners with friends, always split the bill evenly.
Bu felsefe Osmanlı Tıbbında da aynı şekilde, düzgün ve dengeli beslenerek hasta olmamayı hedefliyor. Önce hastalanma.
Çin Tıbbında aynı felsefe hakim, önce hastalanma. Çin Tıbbında Kan ve Qi bizi sağlıklı tutuyor. Kan'ın %92'si, vücudun üçte ikisi su. Hastalığınız ne olursa olsun, Çin'de size verecekleri ilk akıl, kaynamış daha sonra ılımaya başlamış su içmek!