Ben bu eylemle ne yapacağım? Eylemlerimizin bağlantısallığıyla tanışalım...
Geçen hafta, Arjantinle ilgili bir gezi videosu izlerken, bir sahnede, oradaki güvenlik kamerası tasarımını görüp, bunun üzerine kısa bir yazmak istedim.
İşte ilham içinde ilham olarak, başlamadan, bu yazının linkini paylaşıyorum.
Yazının başlığı, “💡 Bir sonraki inovasyonunuzu güvenlik kamerasına bakıp yapabiliriz... Nasıl mı?” diye seçmiştim. Sonra, aklıma: “Neden, bir sonraki inovasyonumuzu yapmak için, sadece güvenlik kamerasına bakalım ki; masaya, sandalyeye, kahveye, asansöre, kamyona, lastiğe yani her şeye bakarak da bir sonraki inovasyon için ilham görülebilir. Bu yazı fikrini, farklı ürünlerle çoklayabilirim. Her tasarımın ve her ürünün içindeki inovasyon fikirlerini görünür kılabilirim.” düşünceleri geldi. Bu yazıyı bir seri haline getirebilirim diye düşündüm.
Çoklamak, serileştirmek gibi kavramlar aslında yeni kavramlar da değil. Yüzyıllardır, ressamlar, bir görsel tarz geliştirdiğinde onu seri haline getiriyor. Baskı resimlerle, bir resimden binlerce kopya üretilebiliyor. Seri üretimin özünde zaten çoklamak var. Diziler, bir nevi filmlerin devamlılık kurgusu içinde bir seri haline dönüştürülmesidir.
Yeni olan, bu kavramları, eylemlerimizle ilişkilendirme ihtiyacımızdır.
Çünkü, bağlantısallık sadece insanlar veya fikirler arasında değil, eylemler arasında da vardır.
Öncelikle, eylemleri ilişkilendiren/bağlayan bu kavramları biraz tanımlayalım (bu tanımlar benim düşünce dünyamda olan tanımlar, siz bu kavramları farklı şekilde tanımlayabilir, isimlendirebilir ve çeşitlendirebilirsiniz)
Çoklamak: Fotokopi çekmek gibi. Kopyalamak
Kalıp Almak: Yaptığın işin kalıbını almak. O çıktıyı veren algoritmayı, akışı tanımlamak
Serileştirmek: O şeyin, öznesini, nesnesini, konusunu, rengini değiştirerek farklı versiyonunu almak
Büyütmek: O eylemin içine yeni eylemler eklemek, yeni kaynaklar tahsis etmek.
Yaymak: O eylemin fikrini, mesajını yaymak. Farklı kişilerin/kurumların eylemlerine olan etkisi
Açmak: Açık kaynaklı hale getirmek. Geribildirime açmak. O eylemin yapılma biçimine herkesin katkısına açmak (open source gibi)
Yansıtmak, Paketlemek, katmak, birleştirmek, biraraya getirmek… ve gibi daha fazla kavram…
İş hayatı, doğru şeyi, doğru şekilde yapmak üzerine kuruludur. Sizden satışları kapatmanız, işleri verimli şekilde yapmanız veya sunumları tamamlamanız beklenir. Kişisel hayatımızda da, paralel şekilde yeni alışkanlıklar kazanmak, bir kursu bitirmek veya zayıflamak isteriz.
Başka bir deyişle, bizim için verimlilik, bir şeylere, en hızlı ve en çok şekilde check atmak(yapıldı diye işaretlemek) şeklinde görülüyor.
Ancak, esas potansiyel…
şimdiye kadar gözardı edilen potansiyel…
bundan sonraki büyüme potansiyeli…
Eylemlerimizin kendisinde değil, yani, o eylemi, içsel olarak nasıl verimlilikte yaptığımızda değil, onun bağlantısallığındadır.
Check attınız. Peki bu check attığınız şeyle şimdi ne yapacağınızdadır?
Bir toplantı tamamladınız. O toplantıyla ne yapacağınızdadır?
Bir yazı yazdınız, şimdi o yazınızla ne yapacağınızdadır?
O yazınızı, çoklayabilme, kalıbını alma, serileştirme, büyütme, yayma, açma, yansıtma, paketleme, katma ve daha binbir türlü şey yapma ihtimalinizdir.
İş dünyasında ve girişimcilikte de bunun bir karşılığı, kendimizi müşteri deneyimi tasarımı ile sınırlandırmamak gereğidir. Müşteriye pürüzsüz bir müşteri deneyimi sundunuz diyelim. Benzer fırsat, müşteri o deneyimi nasıl çoklayabilir, kalıbını alabilir, serileştirebilir, büyütebilir, yayabilir, açabilir, yansıtabilir? Bunun araçlarını, yöntemlerini sunan markalar, bağlantısal dünyanın fırsatlarından yararlanacaktır.
Özünde…
Eylemleri de bağlantılar dünyası içinde görmek…
ve bağlantılar dünyasında görmek için de eylemleri birbirine bağlayan yapıların farkına varmak…
Bakalım, bu fikirler, eylemlerimizde bir karşılığı olacak mı? Bizlere ilham olacak mı?
Sevgiler