İlhamdaşlarım herkese karlı istanbul gününden merhabalar. Bu hafta yaşadıklarımdan, gördüklerimden, karşılaştıklarımdan, evrenimi genişleten şeylerden üç yeni ilhamımız, üç yeni alıntımız ve üç yeni ilham kaynağımız var.
Başlamadan, ilhamOlsun için hem whatsapp hem de instagram’da birer kanal açtığımı haber vermek istiyorum. Bu iki kanalda da günlük hayattan ilham anlarını ve çok beğendiğim kaynakları paylaşacağım.
Etki Tepki’nin ötesi vardır
Fizikteki temel kurallardan birisi her etki bir tepki yaratır. Hayatımız da öyle, her etkiye, her olaya, her karşılaşmaya bir şekilde tepki veriririz, bu olaylarla değişiriz.
Buraya kadar hemfikiriz. Ancak, etki tepkinin ötesi de vardır.
Sözgelimi yanıt verebiliriz (düşünülmüş)
Oyun kurabiliriz.
Icat çıkarabiliriz.
Gücünden faydalanabiliriz. (leverage)
Şekillendirebiliriz.
Yeniden çerçeveleyebiliriz (reframe)
Şiir okuyabiliriz (Tepkilerin sonsuz çeşitlilikte olabileceğini göstermek için yazdım)
Tepki türlerini bir yelpaze olarak görelim.
Yelpazemizi genişletelim.
Bu yelpazenizde neler var.
Böylece, diyelim ki, üzerinize kahve döküldü.
Vereceğiniz tepki bellidir.
Tepkinin ötesinde neler var?
Tepkinin ötesindeki şeyler, nelere vesile olabilir
Tepkinin ötesinde bir yelpaze olduğunu bilmek, bu yelpaze üzerine düşünmek bence, hayatımızın her noktasına iyi gelebilir.
Birlikte düşünelim.
Her eylemimi, her tasarımımı zenginleştiririm.
Buz tutmuş merdivenlerde aşağı iniyorum. Ellerim, tetikte ve ayaklarımı merdivene paralel şekilde tutarak merdivenleri inmeye çalışıyorum. Tam da bu an aydınlanmış olamam değil mi? Bu her aklı başında insanın buzlu merdivenlerde inme şekli değil mi?
İnanmazsınız, tam bu anda aydınlandığımı hissettim.
“Ben şimdi ne yapıyorum?” Aslında eylemimi zenginleştiriyorum.
Eylemi zenginleştirmek neye benzer?
Bazen iyileştirmeye, bazen daha güvenli yapmaya, bazen paylaşmaya, bazen insanları katmaya, bazen yeni değerler oluşturmaya, bazen de kolaylaştırmaya benzer.
O zaman ben şu an, yaşarken, eylemimi zenginleştiriyorum. Çünkü, eylemimin riskini azaltıyorum.
Bunu yaşarken yapıyorum.
Eylemleri zenginleştirmek bir yaşama biçimi gibi.
Başka nerede bu eylemleri zenginleştirme?
Aslında her yerde, her şeye dahil olmalı…
Her eyleminde, eylemini zenginleştirmelerini görerek, kendini eyleminde görebilmek.
Mesela yani?
Zaten kitap okurken, kitabı sesli olarak okumak. Bir şekilde eylemi zenginleştirmek bence. Çünkü, zaten kitap okurken, hem sesini ve okumanı iyileştiriyor hem de (kimileri için) daha iyi öğrenmeni sağlıyorsun.
Dolapta kıyafetleri alırken, dolabı düzenlemek.
Mutfağa giderken, mutfağa gidecek şeyleri de götürmek…
Bunlar çok günlük yaşam örnekleri ama atomu parçalarken veya stratejik kararlar alırken de aynı temel prensip geçerli.
Yaptığımız her şeye kendimizi böyle mi katıyoruz acaba?
İnsan kendine nasıl gelir?
Bir kaos dünyasında yaşıyoruz. Gündem çok hızlı değişiyor. Konudan konuya, gündemden gündeme savruluyoruz. Dünyanın sorunları, sosyal medyanın algoritmaları vb. bizi şekillendiriyor.
Peki böyle bir dünyada biz hayallerimize nasıl ulaşacağız? Projelerimizi nasıl tamamlayacağız? Rüzgar altındaki sahillerdeki kumdan kaleleri düşünün. Rüzgar estikçe, kumdan kale, küçük küçük ve sürekli olarak yıkılıyor. Bunun gibi, değişen gündemlerimiz, dünyanın kaosu ve yoğun hayatlarımız da hayallerimize bu etkiyi yapıyor. Hayalimiz veya projemiz, ne kadar çok gündemimizde olursa olsun, ona ne kadar motive olursak olalım, gündem rüzgarları o kadar sert esiyor ki, hayallerimizin kalesinin ayakta kalması zor.
Ve bunu kabul edelim.
Olay, bizim kalemizin ne kadar güzel inşa edildiği değil, kalemizi sürekli onarıcı veya yenileyici bir şey eklemek.
Başarısız olacak mıyız?
Evet ve kesinlikle
Olay, başarısız oldukça, bıraktıkça, düştükçe yeniden kalkabilmek
Olay, yol boyunca hayallerimizin enerjisini yeniden sarj edebilmek.
Olay, gündemimizin hayallerimizi silip süpürmesi değil, hayallerimizin gündemden enerji alması, gündemi hayallerimiz için kullanmak
Olay, bir kendine gelme, ritmi (düzeni) oluşturmak.
Eskiden bir yazı okumuştum.
Sigarayı bırakmayı isteyen bir kişinin, sigarayı bırakıp bırakamayacağını tahmin eden en güçlü gösterge ne biliyor musunuz?
Ne kadar motive olduğu değil
İlginç şekilde, önceden ne kadar çok sigarayı bırakmaya çalıştığıdır.
Peki bu ne demek?
Kaya tırmanışçıları gibi düşünün
Kaya tırmanışçılarının güvendiği şey, adımlarını kayaya sağlam şekilde basmaları değildir.
Kaya tırmanışçıları, yanlış adım atsalar da, onları ayakta tutacak, tekrar yukarı çekecek halata güvenir.
İşte bu demek.
Bizim, kaya tırmanışçılarının, onları tekrar rotasına dönmesini sağlayan halata ihtiyacımız var?
Yani
Düşünce…
Düşmek zihinsel olabilir, motivasyonel olabilir, dikkat dağılması olabilir, bırakma isteği olabilir, başarısızlık olabilir, kaybolmuşluk hissi olabilir…
Düştüğümüzde bizi tekrar kayaya çekecek halatlarımız neler olacak?
Haftanın 3 Alıntısı
‘“Ben ressam değilim, form görmüyorum, sadece mekan, hareket ve ışık görüyorum. - Marlow Moss
İngiliz Ressam Marlow Moss’un sözünü gördüm. Görme biçimleri konusunda şahane bir söz. Olanı değil, olanın hareketini, olanın çevresiyle ilişkisini, olanı meydana getiren enerji (ışıkları) görmek
“Mürekkebe yakınsan siyah olursun, ışığa yakınsan parlarsın.” Vietnam Atasözü
Kimin yanında olduğunuz, kiminle yaptığınız da ne yaptığınız kadar önemli.
"Hayat, bir oluş sürecidir; içinden geçmemiz gereken durumların birleşimidir. İnsanların başarısız olduğu nokta, bir durumu seçip onda kalmayı istemeleridir. Bu, bir tür ölümdür." Anaïs Nin
Hayatın en büyük farkındalıklarından birisidir. Duran kayanın bile hem atom seviyesinde, hem de zaman boyutunda (kayanın onbinlerce yıl boyunca değişimini düşlünün) sürekli değişim halinde olduğunu bilmektir. En büyük planlama hatalarımız, biz değişirken, çevremizin ve dünyanın sabit kalacağını düşünmemizden kaynaklanıyor.
Haftanın 3 İlhamı
Çok sevdiklerim ve beğendiğim içerikleri İlhamOlsun Whatsapp grubunda da paylaşıyorum. Bu hafta paylaştıklarım arasından üç ilham:
"Nasıl akılda kalıcı olursunuz" diye 13 dakikalık bu Stanford videosunu izledim. Hızla akan dünyada, akıllarımızda milyonlarca şey varken, bir sunumun veya bir mesajın öylece akılda kalmasını bekleyemezsiniz. Sunumun mantrası "Akıllarda yer etmek aslında çok kolay" Youtube'da 🇹🇷 altyazı ile izleyebilirsiniz.
Sesli mesaj göndermeyi tercih eder misiniz? Ben pek etmezdim. Ama bu makale özetin özeti: "dijital çağda yazılı mesajların ötesinde, sesli notların insan bağlantılarını derinleştirebilir. Birinin sesini duyabilmenin, duygu, ton ve vurgu gibi nüansları iletmesi sayesinde, metin mesajlarından çok daha samimi ve içten bir iletişim sağlıyor." diyor. Link
bu hafta izlediğim TED'lerden;
10 dakikalık bu konuşmayı beğendim.İklim mücadelesinin bir kısa mesafe koşusu (doğrusal) değil, uzun bir maraton olduğunu anlatıyor. Hayatımızdaki tüm karmaşık sorunlar için örnek alabileceğimiz benzetmeler, anlatılar ve ipuçları bulabilirsiniz.
Haftanın teknoloji gündemini
ile ’te keşfedebilir. ile ’dan ilham alabilir, ile dünyada neler oluyormuşu görebilirsiniz.