İçinizdeki, şüpheciye yeni görevler var.
Post-Truth çağında içimizde bir şüpheci, içimizde bir teyidci veya bir medya filtresi geliştirmeliyiz. Kavramsal çerçevemi ve Yüce Zerey'den bir ilhamı bu bölümde paylaşıyorum.
Sevgili ilhamdaşlarım,
Herkese merhabalar,
Post-Truth çağında, propaganda makinelerinin arasında, bizi bir şeylere inandırmaya çalışan ortamda ve yanlış ve yüzeysel bilgilerin arasında hepimizin bir medya filtresine ihtiyacı var. Hepimizin bir medya filtresi olması gerekiyor. Bu konuyla ilgili kendi zihnimdeki çerçeveyi kısaca bu hafta paylaşmak istiyorum.
Şimdiden ilham olsun
Sevgilerimle
Özgür
https://www.instagram.com/ozguralaz/
İçinizdeki, şüpheciye yeni görevler var.
İçimdeki şüpheci, her dinlediğim, okuduğum ve karşılaştığım şeyle ilgili bana kendimce doğruluk testi yapıyor. Bir bakıma karşılaştığım her cümleyi, onun süzgecinden geçirip sonra işlemeye başlıyorum zihnimde.
Ama, artık, içimdeki şüpheciye yeni görevler veriyorum. Çünkü, sadece karşılaştığım, yani kabaca, yalnızca makineme atılan bilgileri doğrulamak yeterli değil.
Yanlış bilgiler, duygu paketinin içine paketlenip geliyor. Yanlışlıklar (genel bir kelime olarak kullanıyorum. Yanlış bilgi (manipülasyon, normallik algısını bozan, yanlış yönlendiren her şeyi kapsıyorum) nadiren bilgi formundadır. Daha çok, “duygu, duygulandırma” formatındadır. Sosyal medyadaki troller öncelikle bir duygu tetikler (korku, nefret…) sonra, o duyguyla karşılaşan siz, önce değerlendirme kabiliyetinizi kaybedersiniz. Sonra, o bilgi içinize sızar. Kendinizi yanlış bilgiden korumaya çalışmanız yetmez, yanlış duygudan da korumanız gerekir.
Yanlış bilgiler, yalnızca, söylenenin içinde değil, ortamın havasındadır da: Yanlış bilgi, o an karşılaştığım şeylerin içinde, benim işlediğim bilgide olmak zorunda değil. Çoğu zaman, yanlış bilgi ve manipülasyon içinde bulunduğum ortamdadır. Yani, her cümleyi teker teker incelemenin ötesinde, içinde bulunduğum ortam, medya, kültürel değerler, reklam, troll makineleri benim ayarlarımı baştan bozabiliyor. Odağım, söylenendeyken, benim ayarım çoktan bozulmaya çalışılıyor olabilir. Cümle cümle herşeyi şüphecilik eleğinden geçirme çabam, bu durumda yetersiz bir çaba olarak kalıyor. Karşılaştığım medyanın ötesinde, beni saran, beni çevreleyen ve benim normal algımı şekillendiren medyaya da filtreleme gereklidir.
Mesajın mesajı, sadece mesajda değildir. Mesajlar birer lif gibidir. Mesajların, mesajı sadece kendi içindeki anlamında değildir. Yani, o mesajın doğrulu işin küçük bir parçasıdır. O mesajın kapsamı, mesajın kendisinden daha geniştir. Mesaj, mesajı veren kişi, mesajı veren kişinin motivasyonu, iletişim mecramızın yapısı, yakınlığımız ve daha bir çok şey hakkında da mesaj verir. Medya filtrenizden geçirdiğiniz şeyleri birer atom veya birer cümle parçacığı olarak görmeyin. Algılamanız daha çok tüm bunları kapsayan bir lif gibi olsun.
Toparlayacak olursam, içimde bir şüpheci medya filtresi tasarlamıştım. Ancak, buradaki zihinsel modelim oldukça yetersiz kaldı. Yeni bir çerçeveye taşıyorum.
Önceki varsayımımda, bilgi bana gelir ve ben onu süzüp işlerim diye düşünüyordum. Yani, bir nevi hareketsiz bir süzme makinesi gibi düşünmüştüm.Ancak, bu medya filtresi her şeyden önce canlı olmalı. Bilginin ona gelmesini beklememeli. Mobil olmalı. Hareketli olmalı. Bu medya filtresi, sadece bilgiyi (medyayı) değil, aynı zamanda duyguyu, çevreyi, durumu ve manipulasyonu da filtrelemeli. Ve bilgiyi ayrık (bağımsız) bir şey olarak görmemeli, bir bağlantı olarak görmeli. Yani, bilgiyi, bu filtrelemene gelen bir malzeme gibi değil de daha çok bir lif gibi işlemeli. Her bilginin bir ucunda, bilginin kendisi var. Ancak devamında, liflerinde, bilgiyi veren kişiyle ilgili bilgi, bilgiyi verenin motivasyonu hakkında bilgi veya iletişim mecrası hakkında bilgi gibi başka bağlantılar (sinyaller, okumalar) da vardır.
Yüce Zerey’den İlham Olsun
İlham Defterimde, arkadaşlarıma onlara hayatlarında ilham olan bir sözü yazmalarını istiyor ve o sözün hayatlarındaki anlamlarını dinliyorum. İlham Defterinde, hepimizin tanıdığı, en son “İstila” kitabının yazarı, düşünceleriyle, duygu analizleriyle bana hep ilham olan sevgili Yüce Zerey, kendisine ilham veren sözleri paylaşmıştı. Onun yazısıyla paylaşmak isterim
"Aslında her şey ne kadar sadedir, ve zekamız kendine yem bulmak için neler icat eder." - Peyami Safa
"Madde arttıkça insan azalır, insan arttıkça madde azalır." - Anonim
"Sahip olmak vs OLMAKtır." - Erich Fromm
Yüce’den hepimize ilham olsun
Atıştırmalık ilhamlar
Markalardan 100 İlham: 010 Penti - Markanıza Purpose Gözüyle Bakın.
Dünyanın en büyük yatırım şirketi yatırımlarına neden ilişki diyor?
Harika bir hatırlatma! Artık her şey bir paket halinde geliyor önümüze: hem bilgi, hem duygu, hem de manipülasyon. Bunların hepsini sorgulamalı ve gerçeğe ulaşmak için çaba göstermeliyiz.
Bu kitabı da öneriyorum
Collective Illusions: Conformity, Complicity, and the Science of Why We Make Bad Decisions
https://www.amazon.com/dp/B096TSTFRV/ref=dp-kindle-redirect?_encoding=UTF8&btkr=1