Yediğin yemekleri neye dönüştürüyorsun? Karşılaşmalarını neye dönüştürüyorsun?
En sevdiğim kitaplardan olan, Nikos Kazancakis’in Zorba romanında, Zorbayla, yazar, akşam yemeğindelerken, Zorba şöyle der: “Bana yediğin yemeği ne yaptığını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim. Bazıları, yediklerini iç yağı ile gübreye, bazıları iş ve keyfe ve duyduğuma göre bazıları da Tanrıya dönüştürürmüş. Şu halde, insanlar üç türlüdür: ben patron, bunların en kötülerinden değilim ama, en iyilerinden de değilim. Ortadayım. Yediğim yemeği iş ve keyfe dönüştürürüm.”
Yeni ilhamolsun bültenine hoşgeldiniz! Temmuz ayına girdiğimiz bu günlerde, herkesin yeniyarıyılını kutluyorum.
Bugünkü ilhamımız Zorba’nın bu sözlerden filizleniyor. Tüm yemeklerimizi, farklı katmanlara, farklı şeylere dönüştürebilme fikri üzerine. Hayatta karşılaştığımız herşeyi bir fırsata, bir katkıya çevirebilecek refleks üzerine.
Zorba, yediğimiz yemekleri dönüştürmekten bahseder. Bedenlerimizin, dönüşümün enerjisi olarak yemekleri kullanması gibi; zihinlerimiz, içimiz ve yaşamlarımız da dönüşüm enerjisi için, karşılaşmalarımızı, gördüklerimizi, duyduklarımızı, ilişkilerimizi, insanları, etkinlikleri, izlediğimiz haberleri, yeni gelişmeleri, değişimleri, dataları, çatışmaları, korkuları, duyguları ve daha bir dolu şeyi kullanır.
***
Zorba’nın sözleriyle: “Karşılaşmalarımızı, gördüklerimizi, duyduklarımızı, ilişkilerimizi, insanları, etkinlikleri, izlediğimiz haberleri, yeni gelişmeleri, değişimleri, dataları, çatışmaları, korkuları ve duyguları ne yaptığını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim.”
***
Peki biz karşılaşmalarımızla ne yapıyoruz? Daha önemlisi karşılaşmalarımızla neler yapabiliriz?
Karşılaşmalarımızın içindeki ilhamı, yaratıcılığı bulmak ve onlarla yeni fikirler üretmek karşılaşmalarımızla yapabileceğimiz şeylerden birisi.
Ama yapabileceklerimiz, bundan daha fazlası.
Bazen, karşılaşmalarımız yeni bir eyleme davettir. Bazen, eylemlerimizi düzenlemek, ince ayarını yapmak için mesajdır.
Bazen, karşılaşmalarımız sadece bir toplayıcılık gibidir. Yani, bir koleksiyonun parçasıdır.
Bazen, aslında sık sık, karşılaşmalarımız, keyif ve neşe duyma, hissetme fırsatıdır.
Bazen, bağlantı fırsatı...
Bazen de iletmemiz, paylaşmamız ve yaymamız gereken bir şeydir.
***
Yani burada sanki bir periyodik tablo var.
Ama bana özel, sana özel, herkesin kendine özel bir periyodik tablo.
Her karşılaşmamızı, birşeylere dönüştürmek için elimizdeki zenginlik, elimizdeki çeşitlilik.
***
Gelin birlikte örnekleyelim.
Diyelim ki, pazarlama işinde çalışıyorsunuz ve instagram’ın yeni özelliklerini duyurduğu bir haberle karşılaştınız. Karşılaşmanız yeni bir haber. Bu haberi neye, nasıl dönüştürebiliriz? Periyodik tablomuzdaki hangi zenginlikleri nasıl kullanabilirsiniz?
Haberdar Etmek: bu haberi başka kim duymalı. Bu habere göre aksiyonlarını gözden geçirmesi gereken kimler? Bu haber kimlere faydalı? Onlara haberi iletmek.
Birlikte Düşünmek: Bu haberin etkisini ve fırsatlarını kimlerle nasıl düşünebilirim. Bu haber üzerine kimlerle bağ kurabilirim?
İçeriğe Dönüştürmek: Ajans dünyasında, “real time marketing” diye bir terimimiz var. Yani, güncel haberleri, gelişmeleri ve trendlerin üzerine bir içerik inşa etmek. Bu haber üzerine bir real time marketing içeriği üretebilir miyim?
Gözdengeçirme: Şimdiye kadar ki, instagram paylaşımlarını, stratejini ve yönetimini gözden geçirmek. Neleri arttırmalı, neleri azaltmalı, neleri değiştirmeliyim?
İcat Çıkarmak:
Kütüphaneye Eklemek:
vb...
***
Domain (internetteki alan isimleri) alıp satan bir arkadaşım var. Ne zaman ilginç bir terim duysa, yükselen bir trend farketse, onun domainini kontrol etme ve satın alma refleksi geliştirdi. Cep telefonunda bir klasör var. Orada, 5 sn. içinde istediği domaini satın alabiliyor. Kontrol ettiği domainin popülerliğini kontrol edebiliyor veya domainin sahipliğinin kimde olduğunu kontrol edebiliyor, hepsi 5 sn. içinde. İşte periyodik tabloyu oluşturmanın ikinci adımı bu. Periyodik tablonuzda, sözgelimi, “o karşılaşmanın domain ismini satın almak” varsa, ve bu işi yapmak sizin kolayca yapamayacağınız birşeyse, o şeyi ikinci seferinde yapmıyorsunuz, çünkü zor geliyor. Burada, mümkünse bu arkadaşım gibi veya kendi istediğiniz şekilde, bu reflekslerinizi hayata geçirmeyi kolaylaştıracak düzenlemeleri yapmalıyız.
***
Son olarak, biraz da tersten düşünelim.
Bu sefer hayatımızdaki karşılaşmalardan başlayalım.
Havalimanındasınız
Yeni jeopolitik bir haber işittiniz (Amerika Faizleri arttırıyor)
Yeni eğlenceli bir sosyal medya içeriği ile karşılaştınız.
İlginç bir hobisi olan yeni birisi ile tanıştınız
Markettesiniz.
gibi gibi. Listeyi genişletin lütfen.
Bu durumlarda, bu karşılaşmalarda, siz periyodik tablonuzdaki hangi refleksleri kullanırdınız, nasıl kullanırdınız? Bu karşılaşmaları nelere dönüştürebilirdiniz?
***
Okuduğunuz ve paylaştığınız için teşekkür ederim.
Hepimize ilham olsun
Sevgiler