Duy: Duyu, Duygu, Duyumsama
Herkese merhabalar, güzel pazarlar diliyorum.
Bu haftalar, yeni bir heyecan ve perspektif katmak için hayatıma “Yaratıcı Drama” eğitimine başladım. Yaratıcı Drama, herşeyden önce, beden ve beden farkındalığı ile başlayan bir disiplin. Bugün, beden farkındalığı ile yaptığımız herşeyi nasıl iyileştirebileceğimiz hakkında aklımda oluşmakta olan bir ilhamdan bahsedeceğim. Eminim daha da geliştirebiliriz birlikte.
Bugünkü ilhamımız:
Duyu
Duygu
Duyumsama
Yani kısaca Duy…
Sizi öncelikle mini bir anıma götüreceğim. Yaratıcı drama eğitimindeki nefes pratiklerinden birisindeyiz. Ayaktayız, nefesimizi verirken büzüşüyoruz, akciğerlerimizdeki havayı yavaşça ağzımızdan veriyoruz; burnumuzdan nefes alırken de, diyaframdan başlayarak ciğerlerimizi nefesle dolduruyoruz, omuzlarımız genişliyor ve kollarımız V şeklinde açılıp havaya kalkıyor. Olabildiğince göründüğü gibi anlatmaya çalıştım.
Yazımın başında, “yaptığımız her şeyi iyileştirebilmek” dedim. Her şey demekle, yürümekten tutun da, sunum hazırlamaya; problem çözmeden tutun da, satış yapmaya kadar gerçekten her şeyi kastediyorum. Şimdi tekrar, nefes pratiği anıma tekrar dönelim, ve orada olanları, diğer herşeyimizle birleştirmeye çalışacağız.
***
Duyumsama: Bütünleşme
Hocamız, şöyle bir yönlendirme yaptı: “Sanki, güneşi gören ayçiçeği gibi nefes alırken açıl; nefes verirken de karanlıkta büzüşmesi ve küçülmesi gibi ol”. Aslında, bir yandan, nefes pratiğini sadece bir nefes pratiği olarak yapmak var; diğer yandan da ayçiçeğinin güneşle ilişkisini duyumsamak ve sanki o anla bütünleşiyormuşsun gibi yapmak (ayçiçeği olmak) var. Burada, bir bütünleşme hissi var. Bunu bir düşünün. Yaptığımız şeylerde bu tarz duyumsama ne olabilir? Sanki neymiş gibi, sanki ne yapıyormuş gibi yapsak? Çevrenizde, yaptığı şeyi, gerçekten çok iyi yapan insanlara bakın, onlarda da bu bütünleşme hissine rastlayacaksınız.
***
Duyumsama: Büyütme
Nefes alma kapasitesini arttırmak için bu pratiklerde, her şeyde olduğu gibi ciğerleri zorlamak, açmak ve onları her yönde genişletmek gerekiyor. Bu da bir zorlukla ve bir sınırla karşı karşıya gelmek anlamına gelir. Şimdi, bu ciğerlerimin veya diyaframın konfor sınırıyla karşılaştığım zaman neler duyumsayabilirim? Bu sınırda olma ve sınırları genişletme durumu aslında ne demektir? Bunu nasıl genişletebiliriz? Ben bu sınırı, hayatımdaki diğer tüm sınırların temsili olarak duyumsadım. Şimdi zorlarsam, şimdi sınırda çaba gösterirsem, aslında, hayatımdaki diğer tüm sınırlarların da genişleyeceğini düşündüm ve o duvarların gevşeyeceğini duyumsadım. Aslında yaptığım şeyi sadece diyaframı genişletmek olarak değil, hayatımdaki sınırları genişletmek olarak yaptım. Motivasyonumu ve neşemi bu duyumsama ile buldum.
***
Duygu: İçindeki duyguyu görmek
Her eylem içinde bir duygu da barındırır. Bazen başlarken, bazen yaptıkça ve bazen de sonrasında duygular ortaya çıkıyor. Nefes pratiğimizde, o ellerimin “V” şeklinde olduğu, nefesle dolduğum o büyüme anlarında mesela, bende umut ve büyüme duygusu ortaya çıktı ve bunu hissettim. Nefesimi yavaş yavaş kontrollü verirken, kontrol sahibi olma hissini hissettim. Genel olarak, nefes pratiği, bende, canlılık ve yaşadığımı hissetme duygusu yarattı. Dediğim gibi, yaptığımız her eylemin içinde, bize özgü duygular var ve duygular açığa çıkmakta. Bu duyguları yani renkleri farkederek, bu renklerin içinde eylemi gerçekleştirerek eylemlerimizi iyileştirebiliriz. Bize daha neşeli ve kolay gelir, eylemi yapmak, sadece eylem olarak kalmaz, meditasyon yapmak veya kişisel gelişim zamanı gibi gelir ve son olarak o eylemi tekrar yapmaya bizi motive eder.
***
Duygu: Eylem Duygulardır.
Erdal Erzincan, duygularla söylenen türküler ve türkü söylerken duygunun rengi ve derinliği değiştikçe, türkünün de değiştiğini söylemek için, Tedx konuşmasında, “Türkü aynı türkü de derdi değişmiş kokusu değişmiş” der. Türkünün sözleri, müziği aynı kalsa da, söyleyen kişi hangi duyguyla, hangi hikayeyle o türküyü söylediği türküyü değiştiriyor.
***
Erdal Erzincan’ın türkülere yaklaşması gibi, biz de yaptığımız şeylere yaklaşsak? Her eylemimizi harekete geçiren bir öz duyguyu, hikayeyi hissederek yapsak? Bir kaç yaklaşım paylaşmak istiyorum:
Dedike Etmek: Mesela, 29 Ekim’de yapacağımız antremanı Cumhuriyete adasak. Antreman öncesi, antremanı özel yapan şeyleri düşünsek, paylaşsak ve o Cumhuriyet hissiyle o antremanı yapsak...
Simge Eklemek: Ukraynalı bir asker, topunu ateşlerken “Allahuekber” diye bağırır. Arkadaşı, “Sen, Hristiyansın, neden öyle diyorsun?” diye sorar. O da, “Olsun, böyle daha iyi atış yapıyor” der. Silahlı kuvvetler pratik yaparken, hedef tahtasına düşmanının fotoğrafını koyması gibi veya bombalara yazılan mesajlar gibi (çok savaş örneği oldu, kusura bakmayın kesiyorum, ama anladınız kavramı), eylemimize simgeler eklemek.
***
Duyu: 5Duyuyu Açmak
Şu an ve her an bir duyusal dünyanın içindeyiz. Belki, uzaktan gelen sesler var, belki kuşlar cıvıldıyor, belki rüzgarın hafif esintisi var. Karşı evin penceresinde bir kedi var veya ağaçların baharla gürleşmiş yemyeşil yaprakları var. Az önce içtiğiniz kahvenin derinden bir kahve kokusu geliyor.
***
Her an, herşeyi farketmek, her duyuyu hissetmek gerektiğini söylemiyorum. Ancak, özellikle birşeylere başlarken, birkaç saniye beş duyumuzu açmak, çevremizi görmek, işitmek, hissetmek ve koklamak bizi şimdiye getirir. Şimdiye geldiğimizde odaklanırız, şimdiye geldiğimizde performans gösteririz.
***
Bir şeye başlamayı, bilgisayarının “başlat” tuşu gibi düşünürüz (ben hep böyleydim). Oysa başlattan önce “Uyumlan” gibi bir hazırlık evresi var. Zihnimizin, konudan konuya geçerken zamana ve yeniden ayarlanmaya ihtiyacı var, keza bedenimizin de öyle. Başlamalarımız öncesi 5duyumuzu açarak, anımızı, çevremizi ve kendimizi hissederek yavaşlamak ve zihnimizde şimdiye gelmek, performansımızı iyileştirecektir.
***
Yaptığımız her şeyin görünür tarafı için bir çok şey söylenebilir, tavsiye alabilir ve tavsiye verebiliriz. Ancak, yaptığımız şeylerin, bir de görünmeyen kısmı var. Yaptığımız şeylerin, zihnimizde ve bedenimizde ortaya çıkan yansıması. Duyularımızı açarak, duyguları hissederek, duyguları yaratarak ve duyumsayarak özetle duyarak, yaptığımız her şeyi daha pürüzsüz, neşeli ve iyi yapabiliriz.
Duyularımızın açık, Renkli duyumsamalarda bir hafta diliyorum herkese.
Okuduğunuz ve paylaştığınız için teşekkür ederim.
Hepimize ilham olsun
Sevgiler