Haftanın Üç İlhamı: Metasını Aramak, İyi okuyucu olmak ve hikayelerinle birleştirmek.
Herkese merhabalar,
Yağmur'a, Onur'a, Metin'e, Ece'ye, Emrah'a, Hakan'a, Büşra'ya, Senem'e, Eylül'e merhabalar…
Bugün, düşünme pratiğimizle ilgili bana iyi gelen üç pratiğimi paylaşacağım.
Şimdiden ilham olsun, güzel pazarlar dilerim…
“Bu konuyla ilgili benim hikayelerim neler?”
Doğaçlama dersimiz öncesi 5dk zamanımız varken, doğaçlama konusunda, kendi hikayelerimi, karşılaşmalarımı ve bu konuyla ilgili yaşadıklarımı doğaçlama şekilde listeledim. Gitmiş olduğum bir caz konserinden, üniversitede ilk defa doğaçlama tiyatro kavramını duymama; doğaçlama tanışma anlarından, işteyken doğaçlama şekilde kriz yönetimi hatıralarına kadar listeledikçe listeledim.
***
Bu yapı bana iyi geldi. Dersteyken, dinlediklerimle veya sonradan okuduklarımla, hatıralarımı bağlama şansım oldu. Birbirileriyle ilişkili olmayan hatıralarımı “doğaçlama” çatısı altında birleştirdim. Öğrendiklerime ve öğreneceklerime duygu kattığımı hissettim, ki insan sadece duygu kattıklarını kalıcı hale getirebiliyor. Yeni öğrenme konularılarım öncesi bu listelemeyi bolca yapma niyetindeyim.
İyi okuyucu olmak
“İyi yazar olmak için iyi okuyucu olmak gerekir” derler. Okumak, yazarın anlatım biçiminden, neden o anlatım biçimini tercih ettiğine, yazıma getirdiği yeniliklerden, “Siz olsanız nasıl yazardınız?” sorusunu yanıtlamaya, bir çok zihinsel aktivite ile birlikte gelir.
***
Sadece iyi yazar olmak için değil, iyi HAYALİNİZDEKİ HERŞEY olmak için de iyi okuyucu olmak gerekir. Sadece, hayalinizdeki şeyle ilgili herşeyi okumaktan bahsetmiyorum. Hayalinizdeki şeyin, okumaları, bildiğimiz okumanın ötesindedir. Belki, HAYALİNİZDEKİ ŞEYİ yapan insanları gözlemlemek, gözlemleyerek okumak, belki de HAYALİNİZDEKİ ŞEYİN kaza raporlarını, olumsuz yorumlarını, hatalarını incelemek.
Hayalinizdeki şey için okuma kaynakları ve okuma şekilleri nelerdir? İyi okuyucu nasıl olunur?
Metasını Aramak
Düşünceler, fikirler birer elma gibi olsa, düşüncenin metası (ötesi / “Bu düşünce nasıl oluştu?”, “Ben bu düşünceye nasıl düşünerek geldim?” soruları) o elmanın ağacı gibidir. O elmayı olmasını sağlayan yapı. O elmayı oluşturduğu gibi, o ağaçta farklı elmalar da oluşur. Elmanın peşinden gitmektense, o elma ağacının peşinden gidersek, elma ağacı bize, bu elmayı (düşünceyi) ve o elma gibi, o düşünce yapısından başka elmaları da verecektir.
Rüstem Temriyev, güzel bir örnek vermişti. “Ben ingilizce öğretmiyorum. İngilizce öğrenmenin metası, öğrenmeyi öğrenmektir. Öğrenmeyi öğrenince, bugün ingilizce, yarın istediğin herşeyi öğrenebilirsin.” demişti. Yani, benzetmemize dönersek, elma: ingilizce öğrenmek, elma ağacı: öğrenmeyi öğrenmek.
Geçen gün Bager Akbay bir tweet paylaştı. “ben düşüncenin meta olanını severim.” Zihnimizdeki (benim de zihnimde 🤯 ) karışıklığın sebebini zihnimi elmalarla ve çeşit çeşit tonlarca meyveyle doldurduğum için diye düşünürüm. Benim ihtiyacım olan daha çok ve daha çeşitli ağaç aslında. O ağaçlara iyi baktıkça, istediğim meyveye, istediğim zaman ulaşabilirim. Meyveleri depolamama gerek kalmaz.
Metalaştırma ve metasını görme biçimleri hakkında daha önce paylaştığım bültenler vardı. Bu konulara yeni bültenlerde tekrar döneriz.
***
Okuduğunuz ve paylaştığınız için teşekkür ederim.
Hepimize ilham olsun
Sevgiler