Hayat bir seyahat… ve Seyahat ilhamları ve bakış açıları...
Herkese merhabalar,
Hepinize ilham dolu yeni bir hafta diliyorum. Geçtiğimiz hafta Gürcistan’daydım, pandemiyle bir süre uzak kaldığım yurtdışı seyahatlerine yeniden başladım. Bu seyahatimin, öncekilere göre, daha kafa açık, daha çevremle bütünleşmiş ve daha mutlu geçtiğini hissettim. Bugün, hem kendim için hem de sizler için bu yeni seyahat kafamı paylaşma denemesi yapacağım. Umarım, yeni seyahatlerinizde ve yeni hayat seyahatlerinizde yanınızda taşımaya değer bulursunuz.
Hayat bir seyahat…
Yıllar önce seyahat etmeyi yeni şehirler görmek olarak düşünürdüm…
Sonra, bulunduğum yeri de, o an nerede bulunuyorsam bir seyahat ve keşif yolculuğu olarak görebileceğimi anladım.
Sonra, pandemiyle birlikte, seyahat ille yeni yerlere fiziksel olarak gitmek olmadığını anladım. Mesela, canımın sıkıldığı günler, o günü mesela Lisbon günü yapıyordum. Oradaki fotoğraflarıma bakıyor, Lisbon'u araştırıyor, oradaki mekanları Google Maps ile ziyaret ediyor ve tüm duyumsamalarımı kafamda tekrar yaşayarak hipnoz olmuş gibi İstanbul sokaklarında yürüyordum.
Sonra, seyahatin, hangi şekilde ve yerde olursa olsun, sadece seyahat olmadığını farkettim. Bir proje üzerinde çalışmak da bir seyahat veya bir probleme çözüm arayışında olmak da bir seyahat… Doğada ağacın kökünün yeni su kaynağı bulmak için sağa sola kıvrılması da bir seyahat
Sonra… (sı da var, ama şimdilik bu kadar sonra yeter)
Demem o ki,
Seyahatin güzelliği, seyahat etmek, seyahatteki anıların, seyahatteki sen çok görülür, çok hissedilir olduğun için…
Görünmesi ve hissedilmesi zor, hayattaki diğer seyahatlerine ışık tutabilir.
O yüzden, bu satırlarımı, başta, sonraki yapacağınız seyahatleri düşünerek okuyabilirsiniz ama sonra unutmayın ki, seyahat, seyahatten çok daha fazlasıdır. Hayatın kendisi bir seyahattir.
Yeni Seyahat Notları
Seyahati, açık büfe deneyim kahvaltısı olarak görmeyin. Sanki önünde açık büfe deneyim kahvaltısı var da, siz oradan üç turistik yapıyı, iki farklı yemeği deneyimleyip, bir aktiviteye katıldığınız ve tüm bunları tükettiğiniz bir şey olarak görmeyin. Seyahat yeni şeyler görmek, tatmak; yeni yerlerde bulunmak, fotoğraf çektirmek ve dokunmak mıdır? Evet ama bunlardan fazlasıdır da. Deneyimi tüketmekten öte (herkes için ve her deneyim için farklı ağırlıkta olsa da), kendini tanımak, normal algını genişletmek, dünyanı genişletmek, etkileşme biçimini gözlemlemek, kendini tanımak, cesaret gösterme fırsatı, bağ kurma fırsatı veya anı içselleştirme deneyimidir. Ne gördüğün, ne yediğin, nerede fotoğraf çektirdiğin aslında işin bir nevi detayıdır.
Şehir, sizin öğretmeninizdir. Duvarda gördüğünüz bir söz size bir şey söyleyebilir mi? Şehrin tasarımı, çocuk parkının güvenlikli tasarımları, parkta satranç oynayan emekliler, yağmur altında koşmaya devam eden genç kadın… tüm bunlar size ne anlatır? Şehrin edebiyatı, ülkenin atasözleri, şehirde geçen filmlerin dedikleri neler var? Şehir size ne öğretmesini istersiniz? Şehrin nesi sizin merak alanınıza girer?
Yolculuk A noktasından B noktasına gitmek değildir. Yolculuğu A noktasından B (*) yıldızına gitmek olarak düşünün. Örneğin, otelinizden çıktınız ve belirlediğiniz cafeye gideceksiniz. Yani A noktasından çıktınız B noktasına gideceksiniz. Öyle düşünmeyin, A noktasından yani otelden çıktınız ve cafeye vardığınızda önce etrafınıza bir bakın, etrafı keşfedin ve sonra cafenize gidin. Bu, sadece daha iyi cafe bulmak için yapılmaz. Bu prensip olarak veya merak olarak da yapılır. Katıldığınız partide, plajda şemsiyenizi kuracağınız yeri belirlemek üzereyken, bir şey satın alırken veya herhangi bir hedef belirlerken, bu mantığı düşünün. Gideceğiniz yer bir nokta olmasın. Bir yıldız olsun.
Her zaman sürprize yer açın. Sürprizlere yer açacak şekilde seyahat edin. Çok iyi planlama yaptığımı düşünürdüm. Gerçekten de, bir seyahati planlarken, kendi ilgi alanım dahilinde hemen her şeyi işaretleyip haritama yerleştirirdim. Ve bu keşifleri yaptığım için kendimle gurur duyardım. Ancak, bu hazırlığa daha az önem veriyorum. Oradayken, yürürken mutlaka daha önce hiç duymadığım ve planlamadığım yeni surprizlerle karşılaşırım. Gittiğim yerlerdeki insanlara mutlaka soruyorum. Taksiciye restoran tavsiyesi sorarım, bir tasarım mağazasına gittiğim zaman oradaki görevliye başka tasarım mağazası önerisi olup olmadığını sorarım… Hem güzel tavsiyeler alırım, hem de bir sonraki maddeye pas atmış olurum.
Akılda kalan yerler değil, deneyimlerdir. Şimdiye kadar ki tüm seyahatlerimi düşündüğümde, aklımda kalanlar, o şehrin görkemli yapıları, farklı tadları vb. olmadı. Cesaret anlarım, yeni tanışmalarım ve kaybolmalarım oldu. Tiflis’te de Taylandlı bir grubun fotoğrafını çekmemle başlayan sohbetimiz ve bir tasarım mağazasında tanıştığım tasarımcı ile göçmenlik üzerine sohbetimiz oldu. İnsanlara kendi dillerinde selam vermek, fotoğraf çektirmekte zorlanan kişilere fotoğraf çekmeyi teklif etmek gibi basit davranışlar bir etkileşimin kapısını açabiliyor.
“Ben bu anı unutmayacağım” Ben bu anı unutmayacağım dediğiniz anlar oluyor mu? Özellikle seyahatteyken gördüğünüz bir manzara, paylaştığınız bir deneyim size bunu hissettirmiş olabilir. Böyle anlarda izlediğiniz bir yol var mı? Zamanı yavaşlatın. Böyle bir söz söyledikten sonra zihninizde ve vucudunuzda neler oluyor? Gerçekten o anı, iliklerinize kadar hissetmeniz ve zihninizin derinliklerine kazımanın bir yolu var mı? Benim kesin yanıtım yok ama böyle dediğim anlarda kendimi kısa bir meditasyon moduna alıyorum. Derin nefes alıyorum. O andaki kokuyu hissedip içimden kendime o kokuyu tarif ediyorum, aynı şekilde sesleri, rüzgarın veya güneşin dokunuşlarının hislerini belirginleştirip kendime o hissi sesli olarak anlatıyorum. Bence hepimizin böyle bir yöntemi olmalı.
Arkadaşlarınız için (sanki arkadaşlarınızla) seyahat edin: Seyahatte yalnız (veya sadece bir çift) değilsiniz. Gittiğiniz şehirde, arkadaşlarınızın gözlerisiniz aynı zamanda. Mesela koleksiyon yapan bir arkadaşınız için yeni bir şey bulabilir, arkadaşınıza işiyle veya hayatıyla ilgili ilham verebilecek bir fotoğrafı onunla paylaşabilir, arkadaşının işinin o şehirde nasıl gittiğiyle ilgili gözlemlerinizi paylaşabilirsiniz. Yani gözler sadece sizin değil, arkadaşlarınızın da gözleri. Her gittiğiniz yere bir ordu, bir şehir olarak gidiyorsunuz gibi.
Bu yedi yaklaşımın sonraki seyahatlerinizden ve seyahatten fazlası olan seyahatlerinizde ilham olsun dilerim.
Tiflis seyahatinde dikkatimi çekenleri story olarak Instagram’da paylaşıp profilimde sabitledim. Bu linkten izleyebilirsiniz: https://www.instagram.com/ozguralaz/
İlginiz, mesajlarınız ve güzel paylaşımlarınız için teşekkür ederim.
Sevgilerimle
Özgür