Hayal Kırıklıklarımızın Yayayası
Herkese merhabalar, ilham dolu yeni bir hafta diliyorum herkese.
Bu hafta size ve kendime, yeni bir terim olan “Yayayalamak” kelimesini tanıtacağım. Bence, devamında paylaştığım “Yayayalamanın hikayesi” daha ilginç. Hayatınızı zenginleştirmek için ışık yakmasını dilerim.
***
Bu haftaki yazı konusu için Instagram hikayelerde arkadaşlarımdan tavsiye istedim. Sevgili Yeliz Öz Kara, “Hayal kırıklıklarının tamiri” başlığını önerdi. Bu yazıyı sana ithafla yazdım Yeliz. Teşekkürler.
Hayal Kırıklıklarımızın Yayayası
Ya, hayalimiz, yazı tura atışında yazıyı beklemekse.
Ya hayalimiz, yazı turanın ilk seferinde değil, diğer seferinde gerçekleşecekse...
Ya, hayalimizin kendisinin bir ömrü varsa, hayalimizin kırılmasıyla, tükenmesiyle, yeni hayallere yer açacaksa...
Ya, hayalimizden daha hayal bir şeyle karşılaşmış veya karşılaşacaksak...
Ya, kırık hayalimizi yeniden tamir edebiliyorsak, etme imkanımız varsa, hayalleri tamir becerisi varsa...
Ya, kırık hayalimizin parçalarını geri dönüştürebiliyorsak... daha iyisi, ondan yeni bir şeyler yaratabiliyorsak.
Ya, hayal kırıklığımızın acısı bizim için iyiyse, ya bunu daha büyük hayal kırıklıkları yaşamamak için aşımızsa...
Ya hayal kırıklığımız, bir şeyleri değiştirmek, dönüştürmek için ihtiyaç duyduğumuz güçse, ihtiyaç duyduğumuz kıvılcımsa...
Ya hayal kırıklığımızın acısını yaşamış olmak, gelecek günlerdeki mutluluğu hissederek yaşamamızı sağlayacaksa. Ne de olsa her şey göreceli hayatta...
Ya, hayalimiz olarak düşündüğümüz şey, bizim hayalimiz değilse, reklamlarla, çevreyle, instagramla veya kültürle bizim olduğunu düşündürüldüğümüz şeyse...
Ya, bu hayal kırıklığı sadece senin değilse, herkesinse... Bir ağaçsan ve meyvelerini yetiştirmek senin hayalinse... sert bir fırtına tüm ağaçların meyvelerini olgunlaşmadan dökmüşse... yıkılan hayaller sadece senin değilse...
Ya, bu hayal kırıklığını senin gibi başkaları da yaşıyorsa... Senin, herkesin hayal kırıklığını çözecek, iyileştirecek bir sorumluluğun varsa...
Ya, kendi hayal kırıklığını tamir edemesen bile, başkalarının hayal kırıklıkları yaşamasını önleyebileceksen... bu konunun mesajı olabileceksen…
Ya, hayal kırıklığının yeni bir tür sözleşmenin, yeni bir tür ürünün veya süreç tasarımının tohumuysa...
Ya, konu bir hayalin kırılması değil de hayallerin kırılıyor olmasıysa...
Ya, Berlinde, Hiroşima’da savaştan kalan bazı binaların o dökük ve trajik halleriyle korunması ve böylece insanlara hafıza olmasının sağlanması gibi... hayal kırıklarını, tamir etmeden hayal kırıklığı olarak tutmak daha iyiyse... Sana ve çevrene bir anıt olarak hizmet edecekse...
Ya, hayal kırıklıklarını tamir etmeyi bilmiyorsak…Bildiğimizi düşünüyor ama bilmiyorsak, yanlış biliyorsak... tamir etmek, bizim düşündüğümüz gibi bir şey değilse, basit değilse, bir öğrenme yolculuğu gerekiyorsa…
Ya, hayal kırıklıklarını tamir için bir servis varsa, bozulan bulaşık makinesini tamir için servise göndermek gibi, bu hayal kırıklığının tamiri de bizim içimizde değilse…
Ya, konu hayal kırıklığının tamiri değil de; konu, hayal kırıklığının bizi daha güvensiz, daha bağlantısız, daha çekingen birine dönüştürebilme ihtimaliyse…
Ya, Yunan tavernalarında porselen tabak kırma eğlencesi gibi, çatlak, kırılması olası veya artık istemediğimiz hayalleri kırma eğlencesi düzenlemek güzel bir şeyse. Hayalleri, bile, isteye ve zevkle kırmak bize iyi gelecekse...
Peki ya evde yoksan…
Yayayaların Hikayesi
Geribildirimlerden öğreniyoruz, geribildirimlerle öğreniyoruz. Geribildirim, temelde, herseye, her işe, her temasa ve her sürece bakarak: “Burada neyi iyi yaptım(k)?”, “Neyi kötü yaptım(k)?”, “Bundan sonra neyi daha iyi(yeni) yapabilirim?” şeklinde sormaktır. Yapılan işi, karşılaşmaları ve süreci sanki bir röntgen cihazına koymak ve analizini yapmak gibidir.
***
Bu haftaki bültene bakınca, bu tarz sorular sorduğum zaman; yazıda yaptığım yazım hatalarını, kaçırdığım “Ya”ları, “Ya”ları daha iyi ifade etme fırsatlarını ve bülteni daha iyi tanıtım yapma biçimlerini vb. görmem olası.
Geribildirimde bir sonraki basamak, yukarıda tarif ettiğim gibi, deneyime ve işe, sanki onu karşına oturtup röntgenini çeker gibi olmuş olanı analiz etmek değil. Başka deyişle, yalnızca, deneyimi ve işi, bir sonraki sefere iyileştirmek ve güzelleştirmek amacıyla değil, “o şeyi yaparken tam olarak sende ve zihninde ne oldu?” “Zihninde ve sende olanlar yeni bir keşif midir?” “Burada olanları başka işlere, başka şeylere çoklamak, büyütmek ve aktarmak mümkün mü?” gibi sorularla o şeyin ortaya çıkan süreci anlamak ve böylece süreci çoklamak ve başka şeylere dönüştürmektir.
Gelin “Hayal Kırıklıklarımızın Yayayası” başlıklı yazım üzerine bu çerçeveden bir okuma denemesi yapalım. Başlamadan hatırlatayım, burada konu, bu yazı değil; "sizin, bu yazıyla ne yapacağınız", "sizin yaptığınız ve yapacağınız şeylere bu gözle bakabilir misiniz?", "Size fayda sağlar mı?" gibi sorulardır.
İşte bu açıdan yazıya bakınca, aklıma gelenler...
Ben bu yazıyı nasıl yazdım? Netleştirme biçimim çoklanabilir bir düşünce akışı mı? YaYaYa’ları yazarken, önüme hayal kırıklıklarını bir fikir olarak aldım. Önce onun içine baktım, sonra çevresine, sonra yaşam döngüsüne, sonra onun gibi diğer hayallere ve diğer hayallerle ilişkisine. En son da, hayal kırıklıklarının nelere dönüşebileceğini düşündüm. Burada herhangi bir konuya bu açılardan sırayla bakıp bir resmini çıkartabiliyorsam, buradaki bakış şeklim, aslında herseye bakış şeklimde, herşedeki sisi kaldırmada, herşeyi netleştirmede bana bir çerçeve sağlar mı?
Hayal Kırıklıklarının Yayayası olur da, Anlaşmaların, yeniliklerin, ilişkilerin, organizasyonun, yeni yılın, hedeflerin ve hayallerin yayayası olmaz mı?: Bu yazı konseptini başka temalara taşıyabilir miyim? Katılımcı olabilir mi? Bir workshopa dönüşür mü?
Yayayalamak: Bir şeyin farklı olasılıklarını düşünmek, insanın aklına kendiliğinden gelmiyor. Bunun için bir düşünme zamanı ayırmak ve burada bir çerçevenin olması gerekir. Hayatımdaki önemli gördüğüm dönüm noktaları için, farklı olasılıkları görmek ve olayları netleştirmek için “Olayların yayayalaması” gibi eğlenceli bir brainstorming zamanı tasarlayabilir miyim? Hayatıma katabilir miyim?
Bu hafta hayal kırıklıklarıyla başladık. Onları yayayaladık. Sonra yayayamayı herşeye aktarabileceğimizi ve bize netlik ve alternatif bakış sağlayabileceğini söyledik. Son olarak da bu aktarım, aslında her şeyde, her eylemde dedik. Oldukça düşünülecek ve içselleştirecek şey birikti.
***
Tüm hafta sizle olsun tüm bu fikirler.
Şimdiden ilham olsun. Umarım sizde, benim gibi bu fikirlerden sevinç duyuyorsunuzdur.
***
Okuduğunuz ve paylaştığınız için teşekkür ederim.
Hepimize ilham olsun
Sevgiler