Kasımda ilham başkadır 🌸
İlhamdaşlarım herkese merhabalar. Kasım ayı ilhamlarımızın harekete geçtiği, ilham olup yayıldığı bir ay olması dileğiyle, bu haftaki ilhamOlsun!u paylaşıyorum. Hepimize şimdiden ilham olsun.
Yaptığımız Her şeyin toplumsal değeri
Geçen hafta bir kadın otobüs şöförü ile karşılaştım. Başka ülkeler için normal, ama bizim ülkemiz için öncü bir görüntü. Kadın şöför gözüyle baktığım zaman, o sadece otobüsünü kullanmıyor aynı zamanda, kadınların temsilini sağlıyor, kadınların her işi yapabileceğini gösteriyor, kadınların işgücüne katılımda yaşadığı engellere dikkat çekiyor ve genç kız çocuklarına “yapabilirsin” mesajını veriyor. Sadece işini yaparak, sadece otobüsünü kullanarak.
Demem o ki, yaptığımız her şeyin bir anlamı, bir değeri, bir sorumluluğu, bir nedeni var.
Öte yandan, yaptığımız her şeyin, toplum gözüyle de, toplumsal boyutuyla da bir değeri, bir rolü, bir işlevi var.
Yaptığımız her şeyin, toplum gözüyle değerinin ve anlamının farkına varmak, bize iyi gelebilir. İşimizi farklı görmemizi sağlayabilir.
O zaman ben şimdi ne yapıyorum?
Bu yaptığımın toplum için anlamı, rolü, faydası nedir? (Temsiliyet sağlama açısından, yapılabileceğini göstermek olarak, örnek olmak, model olmak, yer açmak, temsil etmek, desteklemek)
Uçtuğunu mu sanıyorsun, tekrar düşün
Sonra vapurla karşıya geçtim. İstanbul’da vapurla seyahat, benim için sihirli anlardan birisidir. Rüzgarı hissetmek, çevremdeki insanların heyecanını görmek, şehre uzaktan bakmak ve daha önemlisi bu seyahatle yenilenmiş şekilde çıkacağıma inanmak bu anları benim için büyülü yapıyor.
Martıları gözlüyorum. Vapurla aynı hızda uçan mantıları, sanki havada sabit kalıyormuş gibi duruşlarını videoya çekmeye çalışıyorum.
Fark ediyorum ki, martılar aslında sadece uçmuyor. Sanki önlerinde akan farklı rüzgar yolları var. Bu yollar anlık olarak açılıyor ve kapanıyor. Martının işi de, bu yollar arasında geçiş yapmak. Gökyüzündeki yürüyen merdivenler arasında geçiş yapmak gibi. Başka bir deyişle, bizim dışarından gördüğümüz martının uçma görüntüsü aslen, martının uçması ile rüzgar akıntılarına kapılmanın bir karışımı.
Yine hayatımıza ve kendimize dönelim.
Uçuyormuşuz gibi düşündüğümüz şeylere bakalım. İş listelerimize, projelerimize…
Uçuşumuzu gerçekten kolaylaştıracak şey, bizim kanatlarımızı güçlendirmemizde değil sadece. Esas kolaylık, onları doğru rüzgara oturtmak, doğru akıntıları yakalamakla mümkün olacak.
İşlerimizi planlarken, sadece işlerimizi ve kendi uçuşumuzu planlamayalım. İşlerimizi üzerine oturtacağımız rüzgarları da düşünelim. Rüzgarları planlanlayamasak da, rüzgarlardan güç alabileceğimizi bilelim.
Mini ilhamlar
Yapı Kredi Kültür Sanatta “Bir idealin Peşinde, Atatürk ve Alacahöyük” sergisi var. Herkese geniş geniş tavsiye ederim. Hem yokluk içinde bir Cumhuriyetin, neden kültürü, arkelolojiyi öncelik olarak tutabildiğini, Atatürk’ün hasta halinde bile kazı çalışmalarını nasıl takip ettiğini ve bunun tüm ulusa nasıl bir mesaj verdiğini göreceksiniz. Aynı zamanda kültürlerin birbiri üzerine nasıl katmanlandığını, arkeolojik çalışma biçimini, Hititler’de yaşamı ve daha bir çok şey göreceksiniz.
Yine bu hafta, Art Akaretler sergisi var. Farklı galerilerde, çok sayıda sanatçı ve eseri bizlerle buluşuyor. Bu etkinlikleri gezerken, kendinize bir gezme biçimi de seçebilirsiniz. Mesela, “Her galeride, beğendiğim bir eserle ilgili galeriden bilgi alacağım?” diyebilirsiniz. Mesela, “Arkadaşımla gezeceğiz. Her odada ilgimizi çeken şeyleri birbirimize anlatacağız” diyebilirsiniz. Bir deneyimi, ilham verici yapan, o deneyimin kendisinden ziyade, sizin onu deneyimleme biçiminizdedir.
Benden bir not paylaşayım. Mesela, gittiğim yerlerde Keçi gördükçe, bu görmemi Silk&Cashmere’in kucucusu, keçi aşığı, “Diren Keçi” kitabının yazarı sevgili Ayşen Zamanpur ile paylaşırım. Bu anı görünce de onunla paylaştım. Bu da bir görme, ilhamlama ve bağ kurma biçimi bence.
Dün akşam NYAD filmini izledim. 64 yaşında, dünyanın en tehlikeli, en belirsiz, köpekbalıklarıyla kaplı sularında, 160 km’lik Küba’dan Florida’ya yüzmeyi başaran Diana Nyad’in hikayesi. Beni çok iyi hissettirdi. Maraton zihniyeti, korkular, planlama, ekip çalışması hakkında müthiş hikaye. Kendisinin TED konuşması da var. İzlemek iyi gelecek.
Filmde kaydettiğim anlardan birisi aşağıdaki andı. 160 km yüzeeceğiniz zaman ana ve o anın ritmine odaklanmanız gerekir. Zihniniz andan, öteye giderse acı başlıyor. Diana’nın pek çok güzel pratiği filmde saklı.
Atıştırmalık İlhamlar
"Peki bu işten heyecan duyar mısın?" Atatürk
Bu topraklardaki ilk reklam, bu tablo olabilir mi?
Teşekkürler
İlhamOlsun’da olduğunuz için güzel yorumlarınız için teşekkür ediyorum.
Hafta içi paylaşımlarımı Instagram ve Linkedin’den takip edebilirsiniz.