Normalleştirdiğimiz normallerimizi farketmek + Düştüğünde Neden Kalkmamalısın + Son zamanlardaki sağlık prensibim.
İlhamdaşlarım merhabalar, bu hafta üç yeni ilhamımız var. Umuyorum hayatımıza, sağlığımıza ve bakış açımızda bir ışık yakar. Baharlar gelsin, baharlar olsun, bahar olalım.
Newton Olun. Normal normallerimizi farketmek
O kadar çok normalleştirdiğimiz normallerimiz var ki…
Bu normaller, zamanla görünmez oluyor.
Bu normaller, en iyi şekilde tasarlanmamışsa, bu ayarı bozuk normaller bizi aşağı doğru çekebiliyor.
Peki ne bu, normalleşen normallerimiz?
Mesela,
Normal duruşunuz nasıl? Evdeyseniz, mutfağa su almaya yürürken nasıl yürüyorsunuz?
Yüzünüzün Normal ifadeniz nasıl? Yürürken, toplantıda vb.
Normal oturuşunuz nasıl?
Toplantıda mesela büyüklü küçüklü normalleriniz nelerdir? Hangi sandalyede oturuyorsunuz, sandalyeye nasıl oturuyorsunuz mesela?
“Nasılsınız?” Sorusuna normalde verdiğiniz yanıt nedir?
Burada, bu normalleşen küçük normalleri görmek için, biraz da Newton’un şaşkınlığı içinde olmalıyız. İnsanlık için yerçekimi o kadar normal ve doğal bir şeydi ki, yüzbinlerde yıl, Newton, bu gözümüzün önündeki normali görene kadar, kimse farketmedi ve kimse açıklayamadı.
Normaller de böyledir. Normalde gözümüzün önünde ve normalde görünmez.
Bu büyüklü küçüklü normalleri başta değiştirmeye ve iyileştirmeye çalışmayalım bile.
Normallerimizi farketmek bile bir devrimdir kendi başına.
Bu normallerimizi yakaladığımız zaman, kendimizi bu normallere bırakalım. Farkında olalım. Kaslarımızın kasılmasını, o anki hislerimizi ve bizi tetikleyen şeyleri farzedelim. Normalimizi görelim.
Bu farkındalık, devamında, normal olmayan normallerimizi, normalleştirmeye kapı açacaktır.
Yere Düştüğünde Hemen Kalkma. Zaten, Düşünce hemen kalkamayız.
Önemli olan düşmemek değil,
Düştüğünde kalkabilmektir denilir.
Yani diyeti bozduğunda, bir müşteriyi kaybettiğinde, kötü giden şeylerde, spora gitmediğinde vb. gibi sayabileceğimiz her şeyde, önemli olan düştüğünde kalkabilmek.
Ancak,
Düştüğümüzde kalkamayız.
Düştüğümüzde hemen öyle kolay kalkamayız.
Düşmek ve kalkmak ardarda gelmez.
Düşmek ve kalkmak arasında adımlar var…
Mesela…
Düşmek… düşüşünü yavaşlatmak… dengelenmek… gücünü toparlamak…kalkmak… ve öğrenip devam etmek… gibi daha derin bir döngüsü vardır sürecin.
Düşünce hemen kalkmaya çalışırsan kalkamazsın.
Fiziken de zordur
Fikren de
Bir değişimin olması için değişimin tohumunun önceki durumda yer alması gerekiyor.
Değişim, yani burada kalkma eylemi kendi kendine sihirle gerçekleşmez.
Bu bakış açısıyla,
Düşünce, tekrar ayağa kalkabilmek için arada farklı adımların olduğunu bildiğimizde elimizde yeni seçenekler de oluyor. Sadece kalkmaya değil, öncesinde yavaşlatmak, dengelenmek ve güç toplamak için faydalanabileceğimiz yeni yollar beliriyor. Yeniden ayağa kalkmak, kendiliğinleşiyor, yolculuğun önceki duraklarından geçerek.
Bugünümden bir kaç örnek vereyim.
Tabi ki, en iyisi, o pizzayı hiç sipariş vermemek. Ama pizza masanıza geldi ve yemekten başka seçenek yoksa, düşüşü yavaşlatıp bir iki dilimin tadını çıkarmak, diğerini iade etmek veya paylaşmak.
Sabah uyanmak istemiyorum. Böyle giderse saatler yatakta kalıncam. Tamam yatakta kalayım ama 15 dakikalık kendime bir alarm kurayım. Veya üzerimde yorgan olmadan uyuyayım. Veya, yatakta biraz esneyeyim, bu arada. (Bu üç seçenekten hiçbirisinde, direkt olarak, bunu farkedinizde, “zımba gibi ayağa kalkayım” fikri yok)
Her türlü düşüşümüzde, direkt olarak kalkmak yerine
Önce yavaşlatabiliyor muyum…
Sonra dengelenebiliyor muyum…
Sonra güç toplayabiiyor muyum…
ve en son kalkabiliyor muyum diye bakalım.
Düşünce ayağa kalkmak, “V” şeklinde olmaz ve olmayacak.
Bu bakış açısıyla düşündüğümüzde, ilerleme şansımızı yaratmış olacağız.
Sağlık, dengeyi koruma işidir.
Sağlık ve sağlıklı kalmak konusunda son zamanlardaki ana prensibimi paylaşmak istiyorum.
Tek kelimeyle: denge
İki kelimeyle: dengeyi korumak
Sağlıklı olmak deyince, aklımda ve aklımızda hep yapılacaklar ve olunacaklar vardır.
Şu kadar su iç, menünde şunlar şunlar olsun, aktif ol, spor yap vb….
Konuyu basitleştirmek için su örneğinden başlayalım. (doktor tavsiyesi gibi düşünmeyin, düşünce biçimi olarak paylaşıyorum)
Sağlıklı olmak için günde 2 lt su içmek gerek.
Evet, diyelim ki doğru.
Ancak, bu suyu, su içmek için içtiğinde, mesela 1 lt suyu kısa sürede içip, gün içinde uzun zaman susuz kalıyorsan yani vücudunun su dengesi yoksa, kanın bir an yoğun, bir an sulu oluyorsa, bu davranışın vücudumuza pek bir faydası olmayacaktır.
Burada önemli olan, vücudunun suya ihtiyacı olan zamanda, ihtiyacı olduğu kadar içmek.
Vücudunu su dengesinde tutmak, vücudunun su dengesini korumak.
Vücudunun su dengesini 2ltde de koruyabilirsin, belki de 2.5 lt. Bu başka bir konu.
Ama burada, sağlıklı olmayı, su perspektifinden bakarsak…
önemli olan
2 lt su içmek değil (olay)
Vücudunun su dengesini korumak (süregelen süreç, devam edecek denge)
Kendimde, sağlık konusunda, her an korumaya çalıştığım dört dengem var gibi hissediyorum. Buradaki dengesizlikler ve meyletmeler bir eyleme geçme emri bana.
Vücudumun fiziksel dengesi: Ağırlığımı eşit dağıtmak, vücudumda fiziksel stres yaratmamak, boyun ve bel dengesi vb.
Vücudumun su, mineral dengesi: Su ve mineral olarak dengede kalmak,
Vücudumun şeker, enerji dengesi: insülini belli aralıklarda tutmak. İnsulinin hızla çıkıp düşmesine izin vermeyecek şekilde dengeli ve zengin beslenmek.
Enerji dengem: Nasıl ve ne kadar enerjik hissettiğim. Doğru aralar vermek, canlandırıcılarla enerjimi arttırmak, enerjimi korumak, enerji yönetimi. (Bu bir bekleme alanındayken kedi gibi güneşte değil de gölgede beklemek kadar basit bir refleks de olabilir)
Son olarak, burada korumaya çalıştığımız denge aralıklarının hep aynı olmadığını da hatırlatmak isterim. Mesela, sabah insanıysanız, akşamları sabahın enerji seviyesi gibi vücudunuzu dengelemeye çalışmak çılgınlık olur.
İlhamolsun’da olduğunuz için teşekkür ederim.
İlhamdaşlarımızın sayısı hızla artıyor. Önceki bültenlerindeki zamansız içerikleri dilediğiniz zaman okuyabileceğinizi hatırlatmak isterim.
Instagram’da storyler kısmında bolca yeni ilham paylaşmaya devam ederek.
https://www.instagram.com/ozguralaz/
Hepimize yeni hafta ilham dolu olsun.
Sevgilerimle
Özgür