Yolu yürümeye başladığınızda, sizi alkışlayan taraftarlar toplanır
İlhamdaşlarım merhabalar, yeni haftamızhepimize bol ilhamlar getirsin. Bugün, göçmen bir Afganla karşılaşmam üzerinden ilhamımız ve ötesinde bolca linkimiz, ve raporumuz var. Sevgilerimle Özgür Alaz
Yolu yürümeye başladığınızda, sizi alkışlayan taraftarlar toplanır
Dün, Afganistan’dan 6 ay önce ailesiyle birlikte göç etmiş, çok az Türkçe bilen bir adam ile tanıştım. Yolda beni durdurup “Otel var mı?” diye sormasıyla diyalogumuz başladı. Eşi ve küçük kızlarıyla Afganistan’dan hiçbir şeysiz olarak yola çıkmışlar. Yol üzerinde BM ve bir kaç kişiden destek alma şansı yakalamışlar.
Hikayesi bana şunu hatırlattı, Mevlana’nın bir sözü vardır ya: “Yolu yürümeye başladığınızda yol size görünür”. Bu söz, başlamanın ve yola çıkmanın önemini vurgular. Sen kararlıysan, çalışkansan, devam ediyorsan; ilerlersin der. Bu söz, zihninizde nasıl canlanıyor? Ben, yürüdükçe, ufku açılan bir kişi hayal ederdim.
Oysa, bu adam farklı bir resim gösteriyor. Afganistandan yola çıktığı için, yol ona kendiliğinden görünmedi. Çabası, gayesi, enerjisi ve istemesiyle (mecburiyetleriyle) ona yol açacak desteği (kişileri), yol üzerinde buldu.
Ve bu bakış açısında bir umut var.
Bazen çabalarız, çabalarız, çok az sonuç alırız. Ancak, bizim çabalamamız ve kararlılığımız zamanla (şansa, karşılaşmayla) başkalarının da dikkatini çeker ve yeni destekçiler ediniriz.
Yola çıkmaktan, adım atmaktan bir sonuç alırız ve ilerleriz. Adımların kendisinin bir enerjisi vardır. Ancak, adım atarak oluşturduğun hikayen, adım atarken ki tavrın, adım atarken yol üzerinde karşılaştıklarının da getirdiği başka bir enerji var.
Hangi yol? Verimli uyollar
Başka bir deyişle, yine Mevlana’nın sözünün üzerinden düzenleme yaparsam, “Yolu yürümeye başladığınızda, sizi alkışlayan taraftarlar toplanır” Size yolu açan, bu tribünlerin coşkusu, tribünlerin büyüklüğüdür belki de.
Afgan Adamla Karşılaşmamın Bana Düşündürdüğü Diğer Şeyler
Van Gogh’un örneğini sıkça kullanırım. Van Gogh, resimlerinde ot gibi çok sıradan gözüken şeyleri konu alabiliyordu, çünkü bu sıradanlığın içinde dünyalar olduğunu düşünüyordu. Ben de, bu kısa karşılaşmanın bana düşündürdüğü şeyleri, bir zihin akışı olarak yazdım. Çünkü, sıradan gözüken deneyimlerimiz ve anlarımızın içinde aslında dünyaların gizli olabileceğini göstermek.
“Bu karşılama üzerinden hayatı okuyabilir miyim?” “Bu an/bu deneyim üzerinden kendimle ilgili ne öğrendim?” “Bu karşılaşma, bana yaşadığım dünyayla ilgili ne söylüyor?”
Sadece kendimden veya çevremden değil, başkalarının deneyimlerinden, başkalarının yaptıklarından da öğrenebilirim.
Adam ne yapıyor?
Adam büyük resimde ne yapıyor? Adam göçmüş. Göçmek cesaret ister. Kendisi ve ailesi için en güvenli yer arayışında
Adam, anlık ne yapıyor? Otel arıyor. Ailesini camide bahçesinde bırakmış. Soruyor. Sorununa çözüm arıyor. Destek arıyor. “Telefonla sen konuş” diyor.
Adamın yaptığı ne gösteriyor? Sorunlara çözüm bulmanın binbir yolu var. İnsanlara sormak. Ailesini güvenli düşündüğü yerde bırakıp arayışını hızlandırmak.
Göç etmek
Göç etmek sadece fiziksel olarak olmaz. Bazen, bir düşünceden, işten, alandan, duygudan da göç etmen gerekir.
Bu göçler de bünyede dengelenme gerektirir, belirsizlik yaratır.
Göç konusunu anlamlandırmak
Yaşadığımız göç konusu, göçlerin bir başlangıcı. İklim felaketleri, dünyanın artan tansiyonu, mobilitenin artması ve dünyanın küçülmesiyle birlikte göçler artacak. MegaTrend olarak “çokuluslu ve çok kültürlü şehirler”
Göçün bir ekonomisi var. Her şeyin bir ekonomisi var.
Anlamlandırdığım deneyimler daha çok aklımda kalıyor
Tüm bunların dışında, ilgilenenler için daha önce “Afganistan’dan ne öğrenebilirim?” diye bir araştırma yapıp, ilginç bir kaç ayrıntıyı twitter’dan paylaşmıştım. Seriye buradan ulaşabilirsiniz.
Haftanın Atıştırmalık İlhamları
Bu hafta bana ilham veren konularla ilgili yaptığım paylaşımları buradan ulaşabilirsiniz. Bolca rapor, bolca yeni trend ve bolca ilham var.
Bazı TED’ler çok güzel. Bu konuşmada, Alex Carter, istemenin doğasını, istemenin önemini ve istemeyi nasıl yeniden çerçeveleyeceğimizi çok güzel bir sahneyle anlatıyor. İstemek, nefes almak gibidir. İzlemek için link
2024 Seyahat Trendleri sunumu. Ekonomik kriz ve popüler kültür seyahati nasıl değiştiriyor? Bu güçler diğer işleri de benzer şekilde değiştiriyor. Yorumlarım ve rapor için link
“Daha iyi bir yaşam nasıl tasarlarız?” sorusuna bir sanat eseri ile yanıt ver deseniz, seçimim bu olurdu. Bu eser ve bu eser vesilesiyle “Ağlar ve bağlar üzerinde iş yapmak” sunumuma ulaşabilirsiniz. Link
“İş dünyasında Kelebek etkisi” üzerine paylaşım yapmaya devam edeceğim. “Popüler bir ilaç, Prada’nın satışlarını nasıl etkilemiş olabilir ki?” sorusunun yanıtı bu gönderide.
“Halı sahada oto yıkama hizmeti vermek” nasıl fikir? Bunun gibi “hizmet içinde hizmet, iş içinde iş, hikaye içinde hikaye” trendi işleri şekillendireceğini düşünüyorum. Örnekler burada.
Bir kişinin mesleğinde iyi olduğunu nasıl anlarsınız? Benim bir testim bu şekilde.
“Onlarca pazarlama ödülü alacağıma, sosyal medyanın diline düşmeyi tercih ederim.” İşte, popüler kültürü arkasına alan bir otelin, bir video ile milyonlarca kişiye ulaşması: link
Aradığım aşkı markette buldum. İspanya’da marketlerde başlayan bu akım, bize kolektiflik, insanları buluşturmak ve markamızın sosyal değerleri hakkında ne söyler?
Dünyanın(Amerikanın) en cool 100 markası araştırması. Bir markayı cool yapan nedir? Bu rapordan neler öğrenebiliriz? Rapora ve yorumlarıma ulaşmak için link
Asın bayrakları. TED2024 sahnesinde bir Türk konuşmacı, “İyi iş(job) nasıl yaratılır?” konuşmasını yapıyor. Bence asıl ilham verici olan, geliştirdiği fikirle, dünyadaki tüm şirketleri donatmak için kurduğu girişim. Ekonomik zorluklar içinde geçen tüm Türk şirketlerinin de tanışması gereken fikir.
Dünya duygu durum raporu. Gallup’un dünya çapında yürüttüğü duygudurum raporu ne söylüyor? Bu raporda Türkiye’nn yeri nedir? Rapora ve yorumlarıma ulaşmak için link
ilhamolsun’da olduğunuz için, ilhamları hayata geçirmek konusunda ilham olduğunuz için teşekkür ederim.
Yeni haftalarda görüşmek üzere
Sevgilerimle