Foto ilham turumuzda neler gördük?
ilhamdaşlarım merhabalar, bu hafta birlikte ilham turuna çıktık ve hiçbir şey yapmadan 10 kilo vermek, bir tabakla hayatımızı değiştirmek ve mesleğimizi yaşamak üzerine fotoğraflı ilhamlarımız var.
İlhamdaşlarım merhabalar, hepimizin 30 Ağustos Zafer bayramı 🇹🇷 kutlu olsun. Mücadeleden, bir ulusu örgütlemekten, stratejik kararlardan, zor koşulları oldurmaktan, Atatürk’ün büyük liderliğinden hepimize ilham olsun. 30 Ağustoslarda kurtuluş savaşı ile ilgili öğrenmeler yapma çalışırım. Bu yıl da, İngiltere ve Yunanistan gözünden kurtuluş savaşı ile ilgili dinlemeler/izlemeler yaptım.
Bu hafta birlikte fotoğraflarla ilham turu yapalım.
Kadıköy sahilindeyiz. Günbatımında, arkasındaki şehrin karmaşasını, bir yerlere yetişmeye çalışan hızla gelip geçen insanları geride bırakan, kulaklıkları ile dünyada kopmuş ve bence kitabına bağlanmış. Ayaklarını sahile uzatıp kitabını okuyan, belki de kitabını yaşayan bir kadın görüyorum. “Ne güzel” diyorum. “Ben de gün içinde kitap okuyorum ama kitap okumak için bir an tasarlamıyorum.” diye aklımdan geçiyor. Bu anı zihnime kaydediyorum.
Böyle anları zihnimize kaydetmek, bence “Kendiliğinden 10 kilo zayıflama”yı vadeden kitapların vaatleri gibi. Yani şöyle, diyelim ki, hayaliniz veya yolunuz “kitap okumak”. Hayaliniz buysa, doğal olarak kitap okudukça bu hayalinize doğru yol aldığınızı düşünürsünüz. İşte bunun ötesinde adım atmanın yolu burada. Kitap okuyan insanları görmek (farketmek, içinizden bunu takdir etmek, görmekten sevinç duymak), kitap okumayı seven arkadaşlar edinmek, her yerde kitap okunabileceği algınızı genişleten şeylerle karşılaşmak vb. de hayalinize yönelik bir adımdır. Yani, pratikte, görünen bir şey yapmıyoruz. Ancak, zihinsel yollarımızı güçlendiriyoruz, hayalimizi hatırlıyoruz ve kimliğimizi güçlendiriyoruz.
Sonra, birlikte yemeğe geçelim mi? Bugün hafif ve sağlıklı bir şey yiyeceğiz. Bir tabak yemek hayatımızı değiştirebilir mi? Hayır, sağlık anlamında söylemiyorum. Bakalım sizi ikna edebilecek miyim? Beğenirseniz, bundan sonraki sağlıklı (iyi) minik tercihleriniz sonrası kendi kendinize kullanırsınız.
Şöyle hayal edin, şimdi kendimizi fastfood’a da boğabilirdik ama bu tabağı tercih ettik. Bu tercihle elbet kendimiz ve sağlığımız için iyi bir şey yaptık. Ama bunun ötesinde, “Bu tercihi yapmış birisi başka neler yapar?” “Kendine böyle iyi davranan birisi, kendine bu kötülüğü (sonra sana ikram edilen cips’e karşı mesela) yapar mı?” “Böyle bir tercih yapmış kişi, bu vesileyle neler (spor salonlarına mı baksam) yapabilir?” “Ben yemek tercihimde böyle durup düşünüp doğrusunu tercih edebiliyorsam, neden burada yaptığımı, başka tercihlerimde de uygulamayayım?” Gördüğünüz gibi bir yemek tercihini, bir vesileye, bir karakter giymeye, bir kimliği hatırlamaya, sıçrama tahtasına ve örnek olaya dönüştürdük. Biraz daha devam edersem, bir meze tabağı ile dünyayı değiştireceğim. O yüzden hadi devam edelim.
Hadi birlikte kitapçıya gidelim. Kitapçılara gitmeyi çok seviyorum. Kitapçılar, benim perspektif kazanma yerim. Bakın bir kitap gördüm. Kitabı satın almayacağım, okuma listem bayağı kabarık zaten. Ama gelin birlikte kitabın kapağına bakalım. “Bir bilim insanı gibi nasıl düşünebilirsiniz?” yazıyor. Altında da bilim insanlarının zihniyetinden yola çıkarak “Başarısız olmayı öğrenmek” “bilinmeyeni kucaklamak” yazıyor.
Yani ortada bir meslek var. Bu mesleğin zihniyetini ve kavramlarını, herkes, hangi meslekte ve hangi yaşamda olursa olsun, kendi mesleklerine ve yaşamlarına taşıyabilmesi için bir anlatı var. Perspektif şu: Mesleğin (bu herhangi bir şeyin/kavramın) zihniyetini ve araçlarını tüm yaşama taşımak.
Mesela, yapay zeka öğrenmeye çalışıyoruz ya, bir perspektif, “yapay zeka kafasını, kavramlarını tüm hayatıma nasıl taşırım?” “Yapay zeka bilimi, hayata bakışımı ve yaşayış şeklimi nasıl iyileştirebilir?” sorularının da arayışında olmak. Veya tam tersi, diyelim ki siz bir mimarsınız. Mimari servis veriyorsunuz. Bir perspektif, “bir mimar gibi düşünmek, mimar gibi hayatını tasarlamak, mimarinin kavramları ile hayatını iyileştirmek” gibi alanlarda hem bakış açısı geliştirip, daha iyi(mimarlığı yaşayan) bir mimar olursunuz, hem de tüm yaşama mimarinin bilgeliğini aktaran köprü olursunuz.
Ben işim gereği, bir yerdeki mesajlara, ticarete, ürünlere, reklamlara ve satın alma biçimlerine dikkat kesiliyorum. Sen mesela yazılımcıysan, “orada hangi datalar var, oradaki data ne işe yarar, orası nasıl çalışıyor?”gibi şeylere dikkat kesilebilirsin.
Bak, karşıdaki ilandan, bir reklamcı refleksi olarak ne gördüm. Fransız konsolosluğunun önü değil mi burası? “Sound of Europe” diye bir festival yapıyorlar. Fransız konsolosluğu ama Fransa ile beraber pek çok Avrupa ülkesi katılıyor. Bir elin nesi var, çok elin festivali var gibi. Fransa ve diğer Avrupa ülkeleri, birlikte Avrupa şemsiyesi altında bir festival yapmışlar. Fransa’nın Fransa olarak yapabilecekleri var, Öte yandan, Fransa’nın Avrupa şemsiyesi altında yapabilecekleri var.
Başka deyişle, benim Özgür olarak yapabileceğim şeyler var. Benim öte yandan, bir reklamcı, bir girişimci, bir yapay zeka yolcusu, bir vatandaş, bir Malatyalı, bir İTÜ mezunu… olarak bu çatılar altında yapabileceğim şeyler var.
Bu haftaki, birlikte ilham turu yaptığımız için teşekkür ederim. Sen, başka neler gördün? Bundan sonraki turunda, gezinde gördüğün ilham verici detayları paylaşırsanız, onlarla da bir bülten hazırlayalım.
İlhamTurlarımda gördüklerimi sık sık Instagram hesabımdan paylaşmaya devam ediyorum. Turun devamına oradan devam edelim.
Görüşmek üzere
Sevgilerimle
İlhamOlsunlarda Başka Ne Var?
ilhamOlsunda zamansız yazdığım, bağlantısal dünyanın getirdiği yeni bakış açıları ve fırsatları paylaştığım yüzü aşkın yazı var. Arşiv kısmında hepsine ücretsiz ulaşabilirsiniz. Bu hafta için seçtiğim bir kaç yazı.
Yeni yılı Eylül ayında başlayan kimler var? Eylül ayı hem iş için hem okul için sanki yeni yıl gibi değil mi? Öyleyse yeni yılda hayatımızı iyileştirebilecek 24 fikre şimdi gözatın.
Bu haftaki ilhamturumuz gibi Amsterdam’da bir ilham turu paylaşmıştım. Amsterdam hikayelerimin tamamı bu arada Instagram hesabımda var, orada yüzlerce başka sevebileceğiniz detay bulabilirsiniz: Amsterdam ilham turu
Konumuz bu hafta ilham turuyken, ilham turunu en iyi yapanlardan sevgili Aydan Kumpas’in ilhamolsun yazısını mutlaka okuyun: Seyahatteki kendimi sevmek.
Son olarak Linkedin’de bu hafta, “dünyanın en havalı markaları ve onlardan öğrenebileceklerimiz”, “Afrika’nın en büyük kilisesi neden bir apartmanın salonunda?” ve “Avrupa’nın Bim’i neden klasik müzik dinletilmiş sebze satıyor?” gibi paylaşımlar var.
17-20 Ekim tarihlerinde, Yenikapı Avrasya Gösteri ve Sanat Merkezinde açacağımız,
Bayim Olur musun Franchising ve Markalı Bayilik fuarımıza da bekleriz sizi Özgür Alaz. Emin olun çok ilham var, refleksleriniz coşacak... Ücretsiz davetiye linki bırakıyorum istediğiniz kadar kişiyle paylaşabilirsiniz. Selamlar, sevgiler. Özhan Erem 05323628841
https://www.bayimolurmusun.com.tr/davetiye2024/